Çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler için bebeklerinin cinsiyeti, üzerinde düşündükleri ve bazen de özel tercihlerde bulundukları bir konu olabilir. Günümüzün gelişmiş üreme teknolojileri, tüp bebek (IVF) tedavisi sürecinde, belirli koşullar altında bebeğin cinsiyetinin belirlenmesine olanak tanımaktadır.
Preimplantasyon Genetik Tanı (PGD) veya Preimplantasyon Genetik Tarama (PGT) olarak bilinen yöntemler, çiftlere bu imkanı sunarken, beraberinde birçok soruyu ve değerlendirilmesi gereken noktayı da getirmektedir. Bu yazımızda, tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçiminin nasıl yapıldığını, hangi durumlarda tercih edildiğini, yöntemin detaylarını, başarı oranlarını ve etik boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alacağız.
Cinsiyet Seçimi Nedir ve Neden Düşünülür?
Cinsiyet seçimi, en temel anlamıyla, doğacak çocuğun cinsiyetinin (kız veya erkek) tıbbi yöntemler kullanılarak belirlenmesi sürecidir. Bu süreç, genellikle tüp bebek tedavisi ile birlikte uygulanır. İnsanlarda cinsiyeti belirleyen kromozomlar X ve Y’dir. Kadınlar XX, erkekler ise XY kromozom çiftine sahiptir. Bebeğin cinsiyeti, babadan gelen spermin taşıdığı kromozoma (X veya Y) bağlıdır.
Çiftlerin cinsiyet seçimi istemesinin başlıca iki nedeni vardır:
- Aile Dengelemesi: Daha önceki çocuklarının tamamı aynı cinsiyette olan çiftler, ailelerinde cinsiyet dengesi kurmak amacıyla farklı bir cinsiyette çocuk sahibi olmayı arzulayabilirler. Bu, tamamen kişisel ve sosyal bir tercihtir.
- Tıbbi Nedenler (Cinsiyete Bağlı Genetik Hastalıkların Önlenmesi): Bazı genetik hastalıklar sadece belirli bir cinsiyette görülür veya o cinsiyette daha ağır seyreder (örneğin, Duchenne Musküler Distrofi genellikle erkek çocukları etkiler). Eğer ailede böyle bir hastalık öyküsü varsa, PGD/PGT yöntemi ile sağlıklı ve risk taşımayan cinsiyetteki embriyoların seçilmesi, hastalığın gelecek nesillere aktarılmasını önlemek için kritik bir rol oynar.

Tüp Bebek ve Cinsiyet Seçimi Nasıl Yapılır? PGD/PGT Yöntemi
Günümüzde cinsiyet belirlemede kullanılan en güvenilir ve bilimsel yöntem, tüp bebek tedavisi sırasında uygulanan Preimplantasyon Genetik Tanı (PGD) veya daha güncel adıyla Preimplantasyon Genetik Tarama (PGT-A veya PGT-SR)‘dır. Bu yöntem, embriyolar anne rahmine transfer edilmeden önce genetik olarak incelenmesine olanak tanır.
İşlem adımları genel olarak şöyledir:
- Tüp Bebek (IVF) Süreci: Anne adayına yumurtalıklarını uyarıcı ilaçlar verilir ve olgunlaşan yumurtalar toplanır (OPU işlemi). Baba adayından alınan sperm ile bu yumurtalar laboratuvar ortamında döllenir (ICSI veya klasik IVF).
- Embriyo Gelişimi: Döllenen yumurtalar embriyolara dönüşür ve laboratuvarda 3 ila 5 gün boyunca gelişimleri takip edilir. Genetik inceleme genellikle embriyolar blastosist aşamasına (5. veya 6. gün) ulaştığında yapılır.
- Embriyo Biyopsisi: Gelişen embriyoların dış katmanından (trofektoderm – ileride plasentayı oluşturacak kısım) birkaç hücre, embriyoya zarar vermeyecek şekilde, mikroskop altında özel yöntemlerle alınır.
- Genetik Analiz: Biyopsi ile alınan hücreler genetik laboratuvarına gönderilir. Burada kromozom analizi yapılarak embriyonun hem kromozomal sağlığı (örneğin Down Sendromu gibi anormalliklerin olup olmadığı) hem de cinsiyet kromozomları (XX veya XY) belirlenir.
- Embriyo Seçimi ve Transferi: Genetik analiz sonuçlarına göre, hem sağlıklı olan hem de çiftin tercih ettiği cinsiyetteki embriyo veya embriyolar seçilerek anne adayının rahmine transfer edilir.
Önemli Not: PGT-A (Aneuploidi Taraması) aslında kromozom sayısı anormalliklerini tespit etmek için kullanılırken, cinsiyet kromozomlarını da analiz ettiği için cinsiyet belirleme amacıyla da bilgi verir. PGD ise spesifik tek gen hastalıklarını taramak için kullanılırken yine cinsiyet bilgisi de elde edilebilir.
Başarı Oranları ve Kesinlik
PGD/PGT yöntemi ile embriyonun cinsiyetini belirleme doğruluğu %99’un üzerindedir. Bu, yöntemin cinsiyeti tespit etme konusundaki güvenilirliğini gösterir.
Ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta şudur: Cinsiyet seçiminin doğruluğu, gebeliğin oluşacağını veya sağlıklı bir doğumun gerçekleşeceğini garanti etmez. Tüp bebek tedavisinin genel başarı oranı; anne adayının yaşı, yumurta ve sperm kalitesi, embriyo kalitesi, rahim durumu ve kliniğin tecrübesi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir. PGD/PGT ile sağlıklı ve istenilen cinsiyette embriyo bulunsa bile, bu embriyonun rahme tutunup gebeliğe dönüşme olasılığı %100 değildir.
Etik Değerlendirmeler ve Yasal Durum
Cinsiyet seçimi, dünya genelinde etik tartışmalara konu olan bir uygulamadır. Özellikle tıbbi bir zorunluluk olmaksızın, sadece aile dengelemesi amacıyla yapılması bazı toplumlarda ve yasal çevrelerde sorgulanmaktadır. “Tasarım bebek” kavramı, cinsiyet oranlarındaki olası dengesizlikler ve uygulamanın sosyal sonuçları başlıca tartışma konularıdır.
Bu nedenle, cinsiyet seçimi uygulamaları ülkeden ülkeye farklılık gösteren yasal düzenlemelere tabidir. Bazı ülkelerde sadece tıbbi zorunluluk halinde izin verilirken, bazı ülkelerde daha esnek yaklaşımlar bulunmaktadır. Birçok çift, kendi ülkelerindeki yasal kısıtlamalar veya prosedürün daha erişilebilir olması nedeniyle Kıbrıs gibi merkezlerde tüp bebek ve PGD/PGT ile cinsiyet seçimi tedavisi görmeyi tercih etmektedir. Bu kararı vermeden önce, hem tıbbi hem de etik boyutların çiftler tarafından iyice anlaşılması ve uzmanlarla detaylı görüşmeler yapılması önemlidir.
Riskler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
PGD/PGT ile cinsiyet seçimi, temel olarak bir tüp bebek tedavisi sürecidir ve bu sürece ait riskleri içerir:
- IVF Riskleri: Yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromu (OHSS), çoğul gebelik (genellikle tek embriyo transferi ile risk azaltılır), dış gebelik gibi riskler bulunur.
- Embriyo Biyopsisi Riski: Deneyimli embriyologlar tarafından yapıldığında embriyoya zarar verme riski oldukça düşüktür (%1’in altında).
- Sonuç Alamama Riski: Yapılan analiz sonucunda transfer için uygun kalitede veya istenilen cinsiyette sağlıklı embriyo bulunamayabilir.
- Maliyet: PGD/PGT işlemi, standart tüp bebek tedavisine ek bir maliyet getirir.
- Duygusal Süreç: Tüp bebek tedavisi ve genetik test süreci, çiftler için duygusal olarak yorucu olabilir.
PGD/PGT yöntemiyle cinsiyet seçimi, modern tıbbın sunduğu önemli bir imkan olup, özellikle cinsiyete bağlı genetik hastalıklardan kaçınma ve bazı durumlarda aile dengelemesi amacıyla çiftlere yardımcı olabilmektedir. Yüksek doğruluk oranıyla cinsiyeti belirleyebilen bu yöntem, bir tüp bebek tedavisi protokolü içinde uygulanır. Karar vermeden önce sürecin tüm adımlarını, potansiyel faydalarını, risklerini, maliyetini ve etik boyutlarını anlamak kritik öneme sahiptir. Bu konuda en doğru bilgiyi almak ve kişisel durumunuza en uygun tedavi planını oluşturmak için deneyimli bir tüp bebek merkezi ve uzman hekimlerle görüşmek en sağlıklı yaklaşım olacaktır.
Unutmayın, her ailenin hikayesi ve ihtiyacı farklıdır. Bilinçli bir karar vermek, sağlıklı bir gebelik ve mutlu bir aileye giden yolda atılacak en önemli adımdır.